Pazartesi, Aralık 05, 2016

allâh'ın dediği.

Bismillahirrahmanirrahim.
“İnsanlara bir nimet tattırdığımızda buna sevinirler;
fakat kendi elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir bela gelirse
hemen ümitsizliğe düşerler.”
Rûm Suresi, 36. Ayet.


Şiirlere ve takvim yapraklarına inanıyorduk
sayfa dibinde tevâfuk ettiğimiz ayetlerdi
Rabbin kulağımıza fısıdıldadığı
Daralıyor ve darlıyorduk dünyayı
sevmeye seviyor, sevmeyi seviyor,
sevmemeye seviyorduk.


İnsan
Oksijeni karbondioksite çevirmeye programlı
Karbondioksiti oksijene çevirmeye meyyal
Kalbi sonsuzu sevmeye
cevval koşturan atlar gibi
toy acemi hızlı ve seyrek
Müzik kutusunda balerin gibi
kadranımızı çevirerek yeniden başlıyorduk.


Köşede beride ötede
Kıyıda karşıda yanda ve dibinde
Mutsuzlukla yalpalıyorduk.
Acı salımızı çekmeye kürek
omuz boşluğa gebe kadın
ısıtacak bir el bekliyorken
sarılacak bir beden
Kulduk
ve kanıyorduk kana kana.


Susadıkça içiyorduk ve
içtikçe susuyorduk.
Hakikat boğazımızı yaka yaka
içimizi suluyorduk.


Allah’ın sev dediği, beklediği
sevmediği ve gelmediği
günahın kıpırtısından kaçandı gönül 
yüreğin donuklaştığı
bıçağın katılaştığı
sevabın kesmediği 
ferahlığın esmediği ama
kıştı ve boynumuzdan içimize doluyordu
soğuk. Yaşamak bir mahkûmiyet değil
tutmak zorunda olduğumuz vasiyet.
Uçuşuyorduk. 


Çiçek arşınlamaya
bal arayan arının zikriyle.
Dünya ağrısını çevirmeye gayret
Allah ağrısını sevilebilirliğiyle. 
Teberra gibi kendisine
kapılığın kapalığın cezbesinde
metruk. 
Koşuyorduk
yine kendimizden kendimize.
Allah’ın bir gizlediğine üzülüp
bir göründüğüne hayret ediyorduk.


Gençtik,
sevdik ve seviyorduk.
Şiir yazmaya debeleniyorduk
elimize gözümüze bulaşıyordu.
Aslında
elimize gözümüze bir yüz değsin
istiyorduk.
Allah’ın prangalarıydı hayatla bağlarımız
bağlarımızı bir yüzden daha çok sevmeliyiz
diyorduk.
Sevebiliyor muyduk.


Sevemediğimiz için mutmain,
ki günahın cezbesine tutulmakla garip
kalbi dünyaya atmamış
naftalin kokulu kalbin hevesine
uymaktan muzdarip 
olmamış olmak için
sevemiyorduk.


Hem
gidiyordu tüm gidenler
bir daha asla ve bir daha hiç
sevemem deyip seviyorduk.


Acımız köşe başında
Göğün madalyası ay
Alkışlanası nümayiş
Seviyorduk. sevmeye.


Koyu grilere ve sonlara
kanıyorduk. Yanıyorduk ve
inanıyorduk. Makamın
ulûhiyetine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder