Perşembe, Ocak 28, 2016

mırıldanmalar.





"27'ye 28 kala."

Attığım son mesaj. 
Cevapsa maruz kaldığım son tersleniş.


Üzülmüyorum. Özlemiyorum da.
Hissettiğim boşluk, senin doldurduğun değil. Sana dair kalan elemden başka bir şey değil. Ben koşulsuz mutlu olmak istiyorum, yani sensiz. 

Kursağımda çok şeye düğüm üstüne düğüm, 
buna üzülüyorum. 
Senli zamanlardan tanıdık hiçbir şey 
kalmadı zaten. 
Arabamızı da değiştirdik, evimizi taşıdık.
Dünyanın en güzel doğum günü hediyesi,
onun da üstünde afilli bir çizik.

Aynı göğün altında mutlu olamayacağımı anladım, gökyüzümü de değiştirdim. Senden kaçmak için sana benzedim. Senden kalkıp sana döndüm. Sen "Birbirimize uygun değiliz." deyip gittin, ben kendimi senle biçimlendirdim. Şimdi seni kötülemediğim için herkes seni kötülüyor. Hem artık şiir de biliyorum. Hâla her gece yatmadan evvel dişlerimi fırçalıyorum, tırnaklarımı makasla kesiyorum. Cebimde de hep mendil var. Geleceksin mahzunluğuyla değil, huy edindim. Senden sonra okuduğum onca kitap da cabası. Hepsi için teşekkür ederim.

Herkes gibi de değilsin, biliyor musun. Seni gördüm bir gün sandalyede otururken. Seni hissedince bilâ-fasıla çarpan kalp, normal atmaya devam etti. Hatta bi başkası olsa, hani erkeğim sonuçta, kız görünce nem kapar ya, çarpardı ufaktan bilirim. Ama, sanki o sandalye boştu. Orda kimse yoktu. Öyle hissizdim sana, elhamdülillah.

"ne sen bulutsun ne de ben yağmur
ne sen mağrur ne de ben mağrur
hüzünlü bir akşam susmuşuz durgunuz
hepsi bu."

Böyle umarsız konuştuğuma bakma. Hâlâ kötü söz söyletmiyorum arkandan. Bazen, durduk yerde bir travma tekliyor senden, dağılması vakit alıyor. Ama zor değil, şükür. İnsan nelere alışıyor. Azmediyorsun. Hazmediyorsun.

Senden ötürü tek pişmanlığım, Allah'a mahcup oldum. Keşke gitmeyeceğine bu kadar inandırmasaydım kendimi. Ama Rabbim yine dostluğuna aldı beni, hamdolsun. Zaten O'ndan başka kimim var ki.. O'nunla yine eski muhabbetime döndüğüm için affedildiğime dair umutluyum. Öyle gülme, umut insana neler yaptırıyor, en iyi ben biliyorum. Sana dair kötü niyetlerimin hepsini bir bir yargılayıp ipe astım, iyi de yaptım. Galiba bu sana dair içimden çıkan son kül yığını. Belki seneye seni bu tarihe münhasır hatırlamayacağım. 
İnşallah mutlu olmaya bahaneler aramazsın, mutlu olursun. Hoş kal.


"içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi 
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren 
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi 
nedir yalnız bize yakışan bu serüven 

bu serüven ki 
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri 
ve terketti bizi huzur denen sevgili 
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında 

billur bir kuş gibi"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder